Tuesday, July 18, 2006

Saksağan Yavrusu


Saksağan yavrusu haşarıdır.Yuvada akıllı uslu oturamaz.Biraz serpilince yuvadan düşer.
Kanat telekleri gelişmemiş,kuyruk tüyleri uçuş, özellikle iniş dengesini sağlayacak kadar uzamamıştır.Yavru bunu bilip yuvada dursa iyidir de yapamaz. Ana baba saksağanlar ise yavrularının aklını başına toplamasına ve uçmasına zaman olduğunu ama onun nasıl olsa yuvadan düşeceğini bilirler.
Aslında doğada insandan başka düşmanın olmayan saksağan yavrularının yuvada kalmasını gerektirecek tek bir neden vardır mahallenin kulağı kesik kedileri!
Bu yüzden ,yavrunun yuvadan düşmesi yaklaşınca ,saksağanlar yere inip o civarda ne kadar kedi varsa başına üşüşürler.Bir yandan karık sesleri ile çığrışırken bir yandan da işi,kedileri gagalamaya kadar vardırırlar.
Ne denli kulağı kesik olsalarda ,kedilerin siniri bozulur bu tantanadan.Saldırgan saksağanlar karşısında pısarlar.Renk ayırt edemezler ama kendilerine yaşamı zehir eden saksağanın ,grinin tonları olarak gördükleri ,siyah beyaz renklerini unutmazlar.
Ve yuvadan düşen yavru saksağan uçacak hale gelinceye kadar ,kedilerin endişeli bakışları arasında ,'Buraların efendisi benim!' dercesine dolanır.
Bugünlerde kedilere musallat olan saksağan görürseniz ,bilin ki yuvadan düşecektir.Saksağanlar önlem alıyor.

Wednesday, July 05, 2006

Yalancı Aşçı ve Turna Kuşu


Bir zamanlar,Floransa'da zengin bir soylunun yalancı bir aşçısı varmış.Bir akşam efendisinin verdiği davet için şişe geçirdiği turna kuşunu pişirirken ,köylü kadınlardan biri onu görmek için uğramış.
'Bu kızartma ne kadar güzel kokuyor!Tadına bakabilirmiyim?' diye sormuş.
Kadına hoş görünmek isteyen aşçı,turna kuşunun bir budunu ona armağan etmiş.Kızartma sofraya götürüldüğünde ,ev sahibi hemen bir parçasının eksik olduğunu fark etmiş ve aşçıyı çağırtmış.
'Turna kuşunun öteki butuna ne oldu ?'diye sormuş.
Aşçı kendinden emin ,'Turna kuşlarının tek butu olduğunu herkes bilir!' demiş
Adam,'Sen benim hayatımda ilk kez turna kuşu mu gördüğümü sanıyorsun ?'diye kızmış.
'Ama bu doğru !' diye ısrar etmiş aşçı ve ,'Bana canlı turna kuşları bulabilirseniz bunu size kanıtlarım!' demiş.
'Yarın sabah benimle köye gel ,turna kuşlarının kaç butu olurmuş göreceğiz!'diye yanıtlamış canı sıkılan soylu.
Ertesi gün ,aşçı efendisine bir turna kuşu sürüsü göstermiş.Hepsi çayıra dağılmış ,tek bacakları üstünde duruyorlarmış.
'İşte efendim ! Gördüğünüz gibi,turna kuşlarının yalnız bir tek butu var !'demiş aşçı.
Adam ellerini çırpmış ve kuşlar havalanmış.Böylece uzun bacaklarının ikiside görünmüş.
'Şimdi ben de iki bacaklı olduklarını gördüm !'demiş palavracı aşçı kurnazca.'Ama dün sofrada ,siz ellerinizi çırpmamıştınız ,efendim !'diye eklemiş.

MASAL:GIOVANNI BOCCACCIO
Marsık Yayıncılık Evvel Zaman İçinde adlı masal kitabından

DAĞARCIK:Giovanni Boccaccio çocukların yakından tanıdığı bir masal yazarı değil.O,yetişkinler için yazmış ,yaşadığı dönemde yazı dili latince olmasına karşın ,ünlü eseri DECAMERON'U italyanca ,hem halkın o günkü konuştuğu italyanca ile yazmış,İtalyan dilinin ilk düz yazı yazardır.Decameron yazarın önsözünde de belirttiği gibi işleri nedeniyle evden uzaklaşan ve yaşamlarını eşlerini bekleyerek geçiren kadınların öyküsüdür.Yazarın çocuklar için yazmadığı ,ama bazı derlemecilerin masal kitapları içinde yer verdikleri kısa öyküleri vardır.Bunlara masal demek bence de daha doğru.